Zorunlu Karşılık (ZK) – (Required Reserves (RR)) nedir? Ülkemizde hangi amaçlarla kullanılıyor?
ZK, bankaların yükümlülükleri üzerinden (en büyük yükümlülük kalemi mevduat) Merkez Bankası nezdinde tutması gereken tutarlardır. Diyelim ki ZK oranı %10, bankalar topladıkları mevduatın %10’unu Merkez bankasında tutup ancak %90’ıyla kredi verebiliyorlar. Merkez Bankası ZK oranlarıyla oynayarak verilebilecek kredi miktarıyla oynayabiliyor. Eğer enflasyonu düşürmek istiyorsa örnekteki ZK oranını %10’dan %20’ye çıkarabilir. Böylece verilebilecek kredi miktarı 90 birimden 80 birime düşer. Vatandaşın cebine giren para miktarı azalacağı için mala olan talep ve fiyatlar düşer. Bu da enflasyonu düşürür.
TCMB ise ZK oranlarını fiyat istikrarı için değil finansal istikrar için kullanıyor. Türkiye’de kısa vadede ekonomik büyüme için ön koşul banka kredilerinin artması olarak görülüyor. Bunu sağlamak için de ZK oranları vasıtasıyla bankaların kredi hacimleri arttırılmaya çalışılıyor. Şöyle ki; kredilerde belli bir büyümeyi yakalayan bankalar daha düşük ZK ayırabilecekler ve dolayısıyla daha fazla kredi verip daha çok kar elde edebilecekler. Bunun yanında kredi büyümesini sağlayan bankalar için ayrılan zorunlu karşılığa Merkez bankası faiz öderken, diğer bankalara ödemeyecek. Yani belirtilen kredi büyümesini yakalayamayan bankalar bir nevi cezalandırılmış olacak.
Bu uygulamanın farklı sonuçları olacaktır ve olmaktadır. Birincisi toplam kredi hacmi artacak. Rekabet içinde daha fazla kredi verebilmek için bankalar daha düşük faizli kredi kullandırmak zorunda kalıyorlar. Kamu bankalarının da düşük faizli kredi kullandırdıkları dikkate alındığında özel bankalar, karlılık konusunda, ZK’ya ilişkin büyümeyi sağlasalar bile, net faiz marjından sıkıntı yaşayacaklardır. Bunun yanında daha fazla kredi vermek için normalde kredilendirilmeyecek müşterilere kredi verilebilecektir. Bu da orta vadede sorunlu kredi oranlarını arttırıcı etki yapabilir. Şahsi kanaatim bu uygulama çok uzatılmamalı. Ekonomideki canlılık sağlandıktan sonra bankacılık sektörü serbest piyasa işleyişine geri dönmeli. Ama yine de selektif sektörlerin teşvik edilmesi ve dış ticaret açığına sebep olan tüketici kredilerinin dizginlenmesine yönelik önlemler olumlu karşılanabilir.
İlk yorum yapan siz olun