Tüketim, Yatırım, Hükümet Harcamaları, İthalat, İhracat toplam Gayrisafi Yutriçi Hasıla (GSYH)’yı nasıl etkiliyor? Yedek akçenin konuyla ne ilgisi var? Hayri ve Ramiz sınava harcama yöntemiyle GYSH hesaplamasından devam ediyorlar;
R – Hayri hazırsan devam ediyorum anlatmaya. Gelir yönteminden soru geleceğini sanmıyorum. Ben sana harcama yöntemini anlatayım.
H – İyi olur abi, zamanımız kısıtlı. En önemlisi hangisiyse onu anlat.
R – Peki başlıyorum. Bir ülkede bir yılda üretilen mal ve hizmetlerin parasal değeri GSYH’dır demiştik ya. İşte bu üretilen mal ve hizmetlerin kimler tarafından harcandığını da bu yöntemle görüyoruz. Ana kalemler olarak 4 bileşeni sayabiliriz. Tüketim harcamaları (hanehalkı tarafından), yatırım harcamaları (şirketler tarafından), hukümet harcamaları ve net ihracat. Burada net ihracat dediğimiz toplam ihracatımızdan ithalatın çıkarılmasıyla bulunuyor. Bu rakam genelde bizde negatif olur.
H –Eğer denklem böyleyse ithalatın artması toplam GSYH’ya negatif katkı yapıyor, ihracatın artması pozitif katkı yapıyor. Doğru mu anladım?
R – Aynen öyle. Sonuçta ithalat dediğin şey dışarıda yapılan üretime olan talep, onun için toplam yapılan harcamalardan bunu çıkarmak lazım. İhracatsa içeride yapılan üretim ama, içerideki ekonomik aktörlerin harcamalarında görünmüyor doğal olarak, bunu da eklemek lazım.
H – Anlaşıldı. Biraz Türkiye rakamlarından gitsek, aklımda daha iyi kalıyor o zaman.
R – Tabi. Zaten 2019 rakamları da açıklandı onun üstünden anlatayım. Hem ekonominin yapısıyla ilgili de bilgi sahibi olmuş olursun.
2019 toplam üretimimiz 4.3 trilyon TL. Alt kırılımlarına bakalım. Tüketimin payı, %57, yatırımın payı %26, hukümet harcamalarının payı %16. Yani gördüğün gibi biz biraz tüketime dayalı bir ekonomiyiz.
H – Yatırım dediğinin içinde ne var?
R – Yatırımın altında iki ana kalem var, bunlardan biri inşaat diğeri de makine teçhizat. Yatırımın içinde inşaatın payı %52, makine teçhizatın payı %38. Tabi bunları analiz ederken oranlarla beraber mutlak rakamlara da bakmak lazım. Çünkü yatırım bir bütün olarak azalıyorsa ve makine teçhizatın payı artıyorsa bunun için iyi bir şeydir diyemeyiz. Ama şimdilik önemli olan genel yapıyı bilelim yeter.
H – Yedek akçe konuşuruz demiştin. Gelecek miyiz oraya?
R – Aslında bağlantılı konular. Yedek akçe dediğin şirket kar ettikten sonra, bu karı dağıtmadan önce sermayeye eklemesi gereken, ihtiyaten tutması gereken yasal olarak zorunlu bir para. Merkez Bankası da bir anonim şirket ve en büyük hissedarı hazine. 2019’da hazine Merkez bankasında yıllardır biriken yedek akçeyi de aldı. Başka şeyler de oldu ama detaya girmeye gerek yok.
H – Bunun konumuzla ne alakası var?
R – Şöyle ki, yukarıda gördüğün gibi hükümet harcamaları toplam üretim rakamı içerisinde önemli bir paya sahip. 2019’da tüketim harcamaları düştü, yatırım harcamaları da düştü. Bu yüzden devletin harcama yaparak devreye girmesi gerekti. Zaten ancak bu şekilde %0.9 büyüyebildik. Eee harcama yapmak için de para lazım. Bir taraftan da gelirler vergi dolaysıyla azaldı. Neden dersen; tüketim azalınca KDV-ÖTV azalıyor, yatırım azalınca istihdam azalıyor, gelir vergisi ve kurumlar vergisi düşüyor. Eee bir de ithalat azaldı oradan da alınan tarifeler var, o da azalıyor. Harcama da yapmak gerekiyorsa bu paranın bir yerden bulunması gerekiyor. İşte yedek akçe bunun için geçen senenin önemli konusu oldu.
H – Kefen parası yendi denilen konu bu yani.
R – Evet öyle dendi ama pek öyle değil. Bunun etkisi piyasadaki para miktarının artması şeklinde oldu. Merkez Bankası bilançosundaki para piyasaya sürüldü, olduysa enflasyonist etkisi olmuştur. Yoksa Merkez bankasının asıl varlıkları yabancı para ve altın rezervleri. İşte onların azalması kefen parası gitti olarak yorumlanabilir.
H – Vallahi baya anladım ağzına sağlık.
R – Ne demek, ama üstünden kendin de geç bu kadarla olmaz…
Son…
Bu seriye ait diğer diyalog yazıları;
İlk yorum yapan siz olun