Gayrisafi Yutriçi Hasıla (GSYH) hesaplama yöntemlerinden üretim (katma değer) yöntemi nedir? Ülkeler bazından tarım, sanayi, hizmet sektörleri üretim rakamları nasıl değişiyor?
Hayri ve Ramiz sınava çalışmaya devam ediyorlar;
H – Abi çaylar hazır devam edelim mi?
R – Edelim kardeşim. En son sana reel ve nominal büyümeyi anlatmıştım. GSYH hesaplama yöntemlerini anlatalım şimdi de. 3 tane farklı hesaplama yöntemi var. Bunlar; üretim (katma değer) yöntemi, gelir yöntemi ve harcama yöntemi.
H – Bu yöntemlerin her birinde farklı bir üretim rakamı mı bulunuyor?
R – Hayır, hepsi bize aynı rakamı verecek.
H – Ee, neden o zaman 3 ayrı şekilde de hesaplanıyor?
R – Sabredersen geliyorum.
H – Tamam tamam, celallenme. Dinliyorum.
R – Şimdi bunların üçünün de ayrı ayrı çok önemi var. Üretim yönteminde üretimin hangi sektörlerce gerçekleştirildiği, gelir yönteminde üretim sonucunda elde edilen gelirin nasıl bölüşüldüğü, harcama yönteminde de yapılan üretimin kimlerce talep edildiği ya da harcandığı gösteriliyor. Sana bir kıyak daha yapayım; bunları teorik olarak anlatmanın yanında Türkiye rakamlarıyla da anlatayım. Cuma 2019 son çeyrek ve dolayısıyla yıllık üretim miktarları açıklanacak. Konu sıcak olduğu için belki soruda gelebilir Türkiye rakamlarından.
H – Süper olur.
R – Üretim yöntemiyle başlayalım. Bu yöntemin bir diğer adı katma değer yöntemi. Şöyle ki ülke içindeki üreticiler mallarını ürettikten sonra her zaman nihai tüketiciye satmazlar. Hammadde ya da stok olarak başka üreticilere ya da tüccarlara satabilirler. İşte bu durumda malı alan firmalar ya da kişiler üstüne eklemeler yapıp başkasına satarlar. Bu nihai tüketiciyse, iş burada biter, ama yine bir üreticiye satmışsa nihai tüketiciye kadar zincirde her bir firma ya da kişinin üretime bir katma değeri var demektir. Örnek vereyim; bir ürünü A şirketi üretti, B şirketine 10 liraya sattı, B de biraz ekleme – değişiklik yaptı 12 liraya C şirketine sattı, C şirketi de perakendeci olsun ve malı nihai tüketiciye 14 liraya satsın. İşte bu durumda A’nın üretime katkısı 10 TL, B’nin katkısı 2 TL, C’nin katkısı 2 TL olacak. Yani toplam üretim hacmini 14 TL arttırmış olacaklar. 10TL – 12TL -14TL olarak üretime katkı yaptıklarını hesaplasaydık mükerrer kayıt olmuş olacaktı ve rakamlar şişkin çıkacaktı.
H – Anlaşıldı, muhtemelen katma değer vergisi bile buradan geliyordur.
R – Evet buradan geliyor ama karıştırmayalım oraları. Gelelim üretim yönteminin asıl ne işe yaradığına ve rakamlara. Üretim yönteminde bize alt detayda hangi sektörlerde üretim yapıldığı bilgisi sunulur. Ana sektörler; Tarım, İmalat, İnşaat ve Hizmetlerdir. Üretimin hangi alt sektörlerde yapıldığı bilinirse ancak ülkeye ilişkin ekonomi politikası üretilir, ya da ülkeler kıyaslanabilir. Mesela az gelişmiş ülkelerde tarımın payı çok yüksekken, gelişmiş ülkelerde hizmetlerin payı çok yüksektir.
H – Tarım bir ulusal güvenlik meselesi değil miydi ya?
R – Zenginleştikçe tarımsal üretimin aynı kalsa bile hizmetler o kadar artıyor ki tarımın payı toplam içinde az kalıyor. Ayrıca eğer yüksek teknolojili ve yüksek katma değerli üretimin çok iyiyse kaynaklarını tarım dışındaki bu alanlara kaydırmanda da bir sakınca yok. Sonuçta mal ticaretinin serbest olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Gerekirse paran olduktan sonra başka ülkeden alırsın. Aslında bu karşılaştırmalı üstünlükler falan gibi teorilere gidiyor ama galiba bunlar önümüzdeki yılın konuları.
H – Aman abi bana bu senekiler yeter de artar bile şimdilik.
R – Tamam devam ediyorum. İktisat temelde zaten ne üreteceğiz, nasıl üreteceğiz, ürettik nasıl dağıtacağız sorularıyla ilgilenir. İşte buradaki yöntemimizde ne üreteceğiz konusunu konuşuyoruz. Ülkeler gelişme yolundayken önce tarım sonra sanayi sonra hizmetler diye giderler genelde.
H – Abi inşaatı saymadın, biz inşaatla devam ediyor diye biliyorduk.
R – İnşaat sanayinin içinde ama maalesef bizde alt kırılımda inşaatın aldığı payı biraz imalat alsaydı; galiba yaşadığımız ekonomik sorunları çok yaşamazdık ama bu konuya çok girip de dağılmayalım. Geçen bu konuyla ilgili bir yerde sanayisizleşme – erken sanayisizleşme gibi şeyler gördüm, yazan da Dani Rodrik diye birisiydi galiba. Bulursam onları getiririm beraber okuruz.
H – Süper, abi biraz da Türkiye ekonomisinin rakamlarından konuşacaktık.
R – Hah evet oraya da gelelim. Türkiye’nin 2018 toplam üretimi cari fiyatlarla 3.7 trilyon TL. Tarımın payı %5.8, imalatın payı %19.0, inşaatın payı %7.2, ayrıca %10 da vergi ve sübvansiyonlar var. Kalanda da hizmetlerin toplam payı kabaca %54 diyelim ama hizmetlerin çok farklı alt kırılımları var. TÜİK sitesinden bakmanı tavsiye ederim. Sadece fikir versin diye aynı sektörlerin 2000 yılı rakamlarını da vereyim, kıyaslama yapabilirsin. Tarım %10.1, İmalat %18.8, İnşaat %5.3.
H – Buraya kadar tamamdır, bir mola daha rica edeceğim. Zira acıktım. Bil bakalım ne var yemek?
R – Salçalı makarna mı yaptın yine?
H – Yok abi menüyü değiştirdim, bugün spesiyal olarak patatesli yumurta var J
R – Nispeten iyidir, hadi yiyelim… Daha gelir ve harcama yöntemini anlatacağım. Bak özellikle bu harcama yöntemi çok önemli…
Bu seriye ait diğer diyalog yazıları;
İlk yorum yapan siz olun